Sezgisel Beslenme
Sezgisel Beslenme Nedir?
Vücudun açlık-tokluk gibi sinyallerini baz alarak yeme düzenini şekillendirmeyi amaçlayan sezgisel beslenme; alışılageldik diyet kültürüne karşı çıkar. Bireye “yasaklı” yiyecek algısı ya da herhangi bir miktar sınırlaması koymaz. Kişinin vücudunu tanımasına ve tüketeceği besinleri kendisinin seçmesine izin verir. Bireyin yediğinde rahatsız ya da mutlu olduğu besinleri deneyimlemesini ister. Hiçbir yemeğin yasaklanmaması, istenilenin de yenebilmesi hakkında özgürlük sağlar.
Sezgisel Beslenmenin Tarihçesi
Sezgisel beslenme felsefesi, aniden ortaya çıkmak yerine benzer fikirlerin kümülatif olarak ilerlemesiyle doğar. 1973 yılında Thelma Wayler, diyet kültürüne karşı çıkan ve asıl ‘değişimin’ hayat tarzıyla birlikte olabileceğini savunan bir kamp kurar. Bu felsefenin ilk adımları da o kampta ortaya çıkar. “Sezgisel Beslenme” terimini ise ilk kez Evelyn Tribole ve Elyse Resch 1995 yılında yazdıkları kitabın başlığı olarak kullanır.
SEZGİSEL BESLENMENİN 10 PRENSİBİ
1. Diyet Kültürüne Karşı Çık
Sezgisel beslenme prensiplerinden en önemlisi olan diyet kültürlerine karşı çıkmak; sağlıksız ve hızlı kilo vermeyi sağlayan diyetleri reddedip, yemek konusunda sağlıklı bir bilinç oluşturmayı hedefler.
2. Açlığını Onurlandır
Sezgisel beslenme, açlıkla barışmayı öğütler. Yemek yemek için “çok” aç olmayı beklemek yerine; açlığının farkına varıp, olası “yemek ataklarını” yönetmeyi önerir.
3. Yiyeceklerle Barış
Sezgisel beslenme, yiyeceklere “yasaklı” ya da “pişmanlık uyandırıcı” gibi kategorizasyonlar yapmaktan kaçınmamız gerektiğini savunur.
4. “Yiyecek Polisi” ile Kavga Etme
Bu felsefe, yüksek kalorili yiyecekleri yediğimizde kötü hissetmemek; az kalorili yiyecekler tükettiğimizde de kendimizi alkışlamamıza gerek olmadığını hatırlatır.
5. Tatmin Duygusunu Keşfet
Sezgisel beslenme, kafamızda oluşan “yasaklı” yiyecek algısını kırabilirsek; bizi mutlu eden ve tüketmekten keyif aldığımız besinleri yiyebileceğimizi öğütler. Böylece tatmin duygusunu tadıp, durmamız gereken yeri daha iyi tespit edebiliriz.
6. Tokluğunu Fark Et
Sezgisel beslenmeye göre; vücudumuzun tokluk sinyallerini dinleyerek yemek yemek, doyduğumuzda yemek yemeyi bırakmamıza yardımcı olur.
7. Duygularına Şefkatle Yaklaş
Yaşadığımız belirli duygulara şefkatle yaklaşmamız, sezgisel beslenmenin önemli öğütlerindendir. Üzüntü veya öfke gibi duygu durumlarından sonra yemeklere “saldır”mamak oldukça önemlidir. Yemeklerin, hissedilen bu istenmeyen hislerin değişmesinde bir etkisi olmadığını hatırlamamızda fayda olabilir.
8. Vücuduna Saygı Duy
Vücudumuzun olduğu şeklini kabul etmemiz, onu belirli “kalıplara” sığdırmaya çalışmamamız da önemlidir.
9. Hareket Et
Sadece kalori yakma odaklı düşünmeden, vücudumuzun ve canımızın istediği gibi hareket etmek çok değerlidir. Hareket ederken, (varsa) yaktığımız kalorileri hesaplama alışkanlığımızdan kurtulmayı deneyebiliriz.
10. Nazik Beslenme
Yemek düzenimizi oluştururken uzun vadeli düşünmeye çalışabiliriz. Ara öğünlerinde tüketebileceğimiz; fakat terrcih ettiğimiz düzenimize uymayan yiyecekler, bütün yeme sistemimizi bozmaz. Küçük kaçamaklar yüzünden bütün yeme düzenimiz bozulmuş gibi düşünme alışkanlığından da çıkmaya çalışmak değerli olabilir.