Neden Organik Ped Kullanmalıyım?
Bir kadın yılda ortalama 13 kez regl oluyor. Bu da yaşam boyu 10.000’den fazla hijyenik ürünle temas etmek anlamına geliyor. Yani pedlerle olan ilişkimiz yalnızca birkaç günle sınırlı değil, pedler neredeyse bedenimizin yarı zamanlı bir yol arkadaşı gibiler... Bu ürünlerle böylesine sık ve uzun süreli temasımız varken, içerdikleri maddelerin vücudumuz üzerindeki etkilerini ne yazık ki göz ardı etmemeliyiz.
Peki bize konfor vaadeden o pamuksu beyaz pedler gerçekten de göründükleri kadar masumlar mı? Çoğumuz, regl dönemlerimizde defalarca kullandığımız bu ürünlerin içeriğini hiç sorgulamıyor ve alışkanlıktan kullanmaya devam ediyoruz. Çünkü onların beyaz olması, zihnimizde genellikle temizlik hissini çağrıştırıyor. Oysa yapılan bilimsel araştırmalar bembeyaz ve sağlıklı olarak adlandırılan bu pedlerin düşündüğümüz kadar sağlıklı olmadığını gösteriyor. Neyse ki organik pedler sayesinde bedenimize daha nazik davranmamız ve içimize sinen tercihler yapmamız artık mümkün!
Organik Olmayan Pedlerde Hangi Kimyasallar Kullanılıyor?
Son on yılda, regl ürünlerinin içeriğine dair yapılan araştırmaların sayısı önemli ölçüde arttı (İyi ki de arttı!). Çünkü bu araştırmalar sayesinde öğrendik ki; üreticiler, pedlerin daha fazla sıvı emmesi, kokuları maskelemesi ya da raf ömrünün daha uzun olması için üretim sırasında bazı kimyasallara başvurabiliyor.
Özellikle pamuk ve selüloz gibi pedin temelini oluşturan doğal malzemeler, işlemden geçerken kimyasal beyazlatma uygulamasına maruz kalıyor. Bu aşamada kullanılan klorlu bileşikler ise dioksin (dioxin) gibi toksik kirleticilerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Pedlerde karşımıza çıkan bir diğer kimyasal grup ise uçucu organik bileşikler, yani VOC’ler. Bu grubun en bilinen üyelerinden biri olan benzen*, bazı pedlerin yapısına parfümler, yapıştırıcılar ve nem bariyerleri aracılığıyla dahil olabiliyor.
Regl dönemlerinde o “ferah” hisse ulaşmamız için pedlere eklenen sentetik kokular da başlı başına bir soru işareti. Çünkü ürün ambalajında gördüğümüz o genel “parfüm” ibaresi, genellikle birçok farklı kimyasalın birleşiminden oluşuyor.
Bu Kimyasallar Bedenimize Ne Yapıyor?
Bize hijyen ve rahatlık vaadeden pedlerin ardında, sağlığımızı tehdit eden pek çok gizli kimyasal bulunabiliyor. Uzmanlar, özellikle parfümlü pedlerin ciltte tahrişe ve kontakt dermatit gibi cilt sorunlarına yol açabileceğini söylüyor. Ayrıca pedlerin oluşturduğu nemli ve hava geçirmeyen ortam, bakterilerin ve mantarların çoğalması için oldukça elverişli. Kısacası, konforlu bir regl dönemi için kullandığımız ürünler, fark etmeden bizi başka rahatsızlıklarla baş başa bırakabiliyor.
Dioksin gibi toksik bileşiklerin bir diğer endişe verici özelliği ise hormon sistemimiz üzerindeki etkileri. Endokrin sistemini bozan bu maddeler, zamanla üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Hormon dengesine müdahale eden bu tür kimyasalların, uzun vadede regl düzensizlikleri gibi sorunlara yol açabileceği de uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Maalesef kimyasal içerikleri bol olan bu pedlerin etkileri sadece bunlarla da kalmıyor... Pedlerde bulunan sentetik boyalar ve plastik içerikler, zamanla vücutta biriktiği için kronik sağlık problemlerine yol açabiliyor. Hatta bazı araştırmalarda bu maddelerin, kansere kadar uzanabilecek ciddi hastalıklarla da bağlantılı olabileceği öngörülüyor.
University of Illinois at Urbana-Champaign’den araştırmacıların Reproductive Toxicology dergisinde yayımladığı bir araştırmaya göre, pedlerde tespit edilen uçucu organik bileşikler; baş dönmesi, ciltte tahriş, alerjik reaksiyonlar, sinir sistemi bozuklukları ve böbrek hasarı gibi pek çok sağlık sorunu ile ilişkilendiriliyor.
Organik Pedler Gerçekten Daha mı Güvenli?
Hijyenik pedlerle ilgili en sık sorulan sorulardan biri şu: Organik pedler gerçekten fark yaratıyor mu? Cevap net: Evet, hem de düşündüğünden çok daha fazla!
Organik pedler, GOTS sertifikalı pamuklardan, doğal ve katkısız malzemelerden üretiliyor. Yani içinde klorla beyazlatılmış lifler, sentetik parfümler ya da plastik bazlı emiciler bulunmuyor. Bu da demek oluyor ki, organik pedler:
Cildin nefes almasına yardımcı oluyor,
Tahriş ve hassasiyet riskini azaltıyor,
Vajinal pH dengesini koruyor,
Daha fazla sıvı emebiliyor,
Alerji riskini en aza indiriyor.
Doğa dostu olmaları ise bir diğer artı! Geleneksel pedlerin doğada yok olması yüzlerce yılı bulurken, organik pedler çok daha kısa sürede çözünebiliyor ya da geri dönüştürülebiliyor.
Kısacası regl dönemlerinde bedeninle uyum içinde olmak istiyorsan, ped seçimini gözden geçirmek iyi bir başlangıç olabilir. Her ay bedenine temas eden ürünleri seçerken etiket okumayı alışkanlık haline getirmek, içeriği net olmayan ürünlerden uzak durmak ve organik alternatiflere yönelmek, bedenine daha iyi bakmanın basit ama güçlü bir yolu!
Kaynakça
https://womensvoices.org/menstrual-care-products/chemicals-of-concern-in-feminine-care-products/
https://www.brookings.edu/articles/period-products-health-risks-and-regulations/
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0890623818302259?via%3Dihub
*benzen: Aromatik hidrokarbonlar olarak bilinen bileşikler sınıfının en basit üyesi. Kanser ve diğer hastalıkların riskini artıran bir kanserojen olarak sınıflandırılıyor.