Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Dil
Günlük konuşmalarımızda, istemeden de olsa dilimizde yer edinmiş toplumsal cinsiyet kalıplarını ve cinsiyetçi yaklaşımı besleyebilecek ifadeler kullanıp kullanmadığımız konusuna ne kadar kafa yoruyoruz?
Toplumsal cinsiyete duyarlı iletişim kurabilmek için evde, okulda, işyerinde ve hayatın diğer tüm alanlarında dikkat etmemiz gereken birçok nokta olduğunu hatırlayıp, birbirimize hatırlatarak işe koyulabiliriz.
Açık ve toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen bir iletişim biçimini desteklemek için dikkat edebileceğimiz birkaç öneriyi senin için derledik.
Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Özellikleri
Toplumsal cinsiyet kalıpları, kadın ve erkeklerin davranış şekilleriyle ilgili varsayımlar ve yargılar olarak tanımlanabilir. Genel olarak:
Eşitsiz ilişkileri beslerler,
Kalıplaşmış ve zaman içerisinde yerleşmiş ifadelerdir,
Bireylerin çok yönlülüğünü sınırlandırarak, tektipleşmiş algı yaratabilirler,
İki cinsiyetli bir toplum yapısı olduğunu dayatırlar,
Kalıp yargılar, fiziksel özellikler, roller ve meslekler gibi alanlara yansırlar.
Kalıp Yargıların Toplumdaki Olumsuz Yansımaları
Erkekler genellikle agresif, rekabetçi ve lider gibi sıfatlarla tasvir edilirken; kadınlar kırılgan, işbirlikçi ve çekingen olarak tasvir edilirler.
Fiziksel özellikler ve meslekler, ‘kadın’lık ve ‘erkek’lik kalıplarıyla kodlanırlar.
Erkek, aileyi geçindiren olarak anılırken kadına, ailenin bakımını üstlenen kişi rolü verilir.
Dilde Cinsiyetçi Kalıp Yargılarını Kırmak İçin Neler Yapabiliriz?
Cinsiyet Odaklı Kalıp Yargılar Kullanmaktan Kaçınalım:
Bayan yerine Kadın,
Bayan tuvaleti yerine Kadın tuvaleti,
Kadın gibi yerine Nazik,
Kızlık soyadı yerine Evlilik öncesi soyadı,
Erkek çocuk yerine Oğlan çocuk
ifadelerini kullanabiliriz.
Dışlayıcı Terimlerden Uzak Duralım:
Adam yerine insan, kişi, birey
İnsanoğlu yerine insanlık
Kadın/ bayan doktor, erkek hemşire, kadın öğretmen , kadın sanatçı yerine doktor, hemşire, öğretmen, sanatçı
Adam olmak yerine büyümek, iyi bir duruma gelmek
Anadil yerine doğal dil
kelime ve tamlamalarını tercih edebiliriz.
Cinsiyetçi Atasözü ve Deyimleri Kullanmaktan Uzak Duralım
Adam gibi adam
Kalıbının adamı olmak
Kız gibi gülmek/ yürümek
Eksik etek
Adama benzemek
Erkek sözü vermek
Hanım evladı
Erkekliğe sığmamak
Delikanlı kız
gibi ayrımcılığı ve eşitsizliği besleyen deyimleri kullanmaktan kaçınabiliriz.
Kızın mı var derdin var
Kızını dövmeyen dizini döver
Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır
Erkeklik sende kalsın
Oğlan büyür koç olur, kız büyür hiç olur
Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün
Erkek adam ağlamaz
Kadın, erkeği rezil de eder, vezir de
Oğlunu seven hocaya, kızını seven kocaya verir
gibi cinsiyetçi atasözlerinden uzak durabiliriz.
Hitap ifadelerini cinsiyet eşitliğini destekleyecek biçimde kullanmaya özen gösterelim
Kadınları bir erkekle olan ilişkisiyle, o kişiyle evli ya da akrabası olmasıyla etiketleyen ifadelerden uzak durabiliriz. Kadını bir erkeğin uzantısı olarak görerek değersizleştiren hitaplardan kaçınmaya dikkat edebiliriz.
Meslek ve görevleri cinsiyet üzerinden kodlamaktan kaçınalım
‘‘Öğretmen ve hemşireler kadın olur; çiftçi, tamirci veya yönetici erkek olur’’ gibi düşünce kalıplarından uzaklaşmaya çalışabiliriz.