Menstrüasyon 101

 
beije_blog_dongu.png
 

Menstrüel döngü, oldukça karışık bir takım olaylardan oluşur. Menstrüel siklus, reglinin ilk günü başlar ve bir sonraki reglinin ilk gününe kadar devam eder. Ortalama olarak 28 günü kapsayan bu dönem, 21-35 gün arasında tekrarlandığı sürece “normal” sayılır. Döngünün her fazında neler yaşandığını, meydana gelen değişikliklerin senin üzerindeki olası etkilerini ve bu değişiklikleri kendi avantajına olacak şekilde nasıl değerlendirebileceğini özetleyen bilgileri, burada senin için derledik.

Keyifli öğrenmeler!


Menstrüel Faz (1-5. Gün)

Vücudunda neler oluyor: Döngünün ilk gününde, progesteron ve östrojen seviyeleri en düşük seviyelerindedir. Bu düşük seviyeler, yumuşak doku ve kan damarlarından oluşan rahim duvarınının incelerek vücuttan atılmasına sebep olur. Bu da regl kanaması olarak deneyimlenir. 

Neler hissedebilirsin: Yorgun, motivasyonsuz, aksi. Rahim kaslarının kasılarak, vajinadan dışarıya kan itmeye çalışmasıyla ortaya çıkan kramplar da bu fazın cabası... 

Nasıl değerlendirebilirsin: Bu zamanı kendine vakit ayırıp, dinlenerek geçirmeyi düşünebilirsin. Sıcak bir duş ya da banyo veya yavaş tempolu bir yoga dersi iyi seçenekler olabilir. Birkaç gün içinde kendini daha enerjik hissedeceğini unutma!

Foliküler Faz (6-13. Gün) 

Vücudunda neler oluyor: Reglinin başlamasıyla birlikte, endokrin sistemi de devreye girer. İlk olarak, beyinde yer alan hipofiz bezi, FSH (Follicle-Stimulating Hormone) salgılamaya başlar. FSH, her yumurtalığın yaklaşık 15-20 adet olgun yumurta hazırlamasını sağlar (not: Kadınlar, 1-2 milyon olgunlaşmamış yumurtayla doğarlar!). 7. gün gibi, en hızlı büyüyen yumurta dominant hale gelir ve diğerleri dağılmaya başlar. Dominant folikül, 6-12. günler arasında, rahim duvarına kalınlaşma komutu verecek olan östrojen hormonunu üretmeye başlar. Böylece döllenen yumurta için yumuşak bir zemin hazırlanmış olur. 

Neler hissedebilirsin: Reglin sona ererken hormon seviyelerin düşüşte olduğundan, yorgunluk ve libidonun düştüğünü hissedebilirsin. Ancak döngünün birinci haftasından itibaren östrojen seviyeleri yükselmeye başladığından, dinçleşmeye başlayabilirsin. Östrojen, mutluluk hormonu olarak da bilinen endorfinlerin salgılanması tetikleyerek, stres hormonları olarak bilinen kortizol ve adrenalin salınımını baskılar. Bunun sonucu olarak da zihin bulanıklığı ve mutsuzluk gibi hisler, yavaş yavaş dağılmaya başlar.  

Nasıl değerlendirebilirsin: Daha maceraperest ve iyimser olduğun bu süreçte, kendini rahat hissettiğin alanların dışına çıkarak yeni bir şeyler deneyebilir, işte veya okulda sunumlar yapabilir veya minik bir tatile çıkabilirsin. 

Ovülasyon (14. Gün)

Vücudunda neler oluyor: Dominant folikül tarafından salgılanan östrojen, hipofiz bezinin LH salgılamasına sebep olur. Yükselen LH seviyesi, yumurtanın, folikülünden (kesesinden) ve yumurtalıktan dışarı çıkmasına yol açar. Bu işleme ovülasyon denir. Yumurta, pelik boşluğuna düşerek, yumurta kanalına alınır ve 12-24 saat boyunca döllenmeyi bekler. Bu süreçte döllenmeyen yumurta, dağılmaya başlar. 

Neler hissedebilirsin: Yükselen östrojen seviyeleri, libidonun da yükselmesine katkıda bulunur. Bu süreçte kendini daha çekici hissedebilirsin :). Fakat bazı kişiler bu zaman diliminde karın bölgesinde ağrı, ciltte akne oluşumu ve/veya iç çamaşırlarında daha yoğun akıntı ile de (serviks tarafından, spermleri yakalayıp, yumurtaya doğru yönlendirmek için salgılanan sümüksü salgı) karşılaşabilirler. 

Nasıl değerlendirebilirsin: Bu süreç, tercih eden reşit ve bilinçli bireylerin, onaylı ve gerekli korunma tedbirlerini alarak, cinsel ilişki kurmaları için uygun bir zamandır. 

Lüteal Faz (15-28. Gün)

Vücudunda neler oluyor: Yumurtasını salan boş folikül, korpus luteum ismi verilen yeni bir oluşuma döner. Korpus luteum, rahim duvarını kalınlaştırarak, olası bir embriyo oluşumuna hazırlayan progesteron hormonunu salgılar. Yumurta, 3-4 gün kanalda yaşadıktan sonra rahime geçer. Eğer yumurtlamayı takip eden 24 saat içinde döllendiyse, endometrioma tutunur. Korpus luteum, 26. günde progesteron salgılamayı bırakır ve rahim duvarı tekrar incelmeye başlayarak, bir sonraki menstrüel fazı başlatır. 

Neler hissedebilirsin: Lüteal faz, artan progesteron seviyelerinden dolayı, PMS semptomlarının en ağır hissedildiği dönemdir. Yükselen progesteron, rahim kaslarını, safra kesesini, büzgen kası ve bağırsakları rahatlatır. Bu rahatlama, şişkinlik hissine yol açabilir. Progesteron, kortizol üretiminde kullanıldığı için bu süreçte sinir ve endişe bozukluğu hissedebilirsin. Artan kortizol oranının azalttığı serotonin seviyeleri ise karbonhidrat ve şeker aşermelerine sebep olabilir. 

Nasıl değerlendirebilirsin: Bitkisel/uçucu yağlar, meditasyon ve çeşitli egzersizler gibi doğal yöntemlerle bu semptomları hem fiziksel, hem zihinsel olarak yönetebilirsin. Kendini mutlu hissetmeye başlayacağın foliküler fazın çok yakında başlayacağını unutma!

 
 
 


Previous
Previous

Kapsayıcı Dil 101

Next
Next

Hormonlar 101 | Bölüm 1