Toplumsal Cinsiyet Normları ve Ataerki

Fotoğraf: Ben Zank

Fotoğraf: Ben Zank

 

Ataerki Nedir?

Kelime kökeni olarak Fransızca “patriarcal” yani “ata” kelimesinden gelen patriarki; Eski Yunancada ise “pater” yani “baba, peder” ve “baş olmak, yönetmek” anlamına gelir. Bir erkek tarafından yönetilen grubun, topluluğun ya da “aile”nin başı demektir. 


Ataerkinin Tarihçesi

Eski zamanlarda sürekli karşılaştığımız farklı çeşitlerdeki kadın figürleri, güç, tanrıçalar ve yücelikle bağdaştırılırdı. Yapılan araştırmalar; anaerkilliğin, ataerkillikten çok daha önce var olduğuna dair sonuçlar bulmuştur. 

Peki anaerkil olan toplumlar birden nasıl ataerkil bir role evrildi?

Kadın tarihi alanında önemli çalışmalar yapan Gerda Lerner, Patriarkinin Doğuşu isimli kitabında; ataerkilliğin doğuşunun aslında bilinenden de eskiye dayandığını söyler.

M.Ö 3100 - 600 yılları arasında bu kavramlar tamamen değişerek; savaş kazanan tarafın, kadınları esir almasıyla birlikte anaerkillik sistemi de zayıflamaya ve tanrıçaların yerine tanrılardan bahsedilmeye, kadınlığa ve kadınlara atfedilen sıfatlar, erkekler üzerinden söylenmeye başlanmıştır.


Toplumsal Cinsiyet Normları ve Ataerki

Farklı şekillerde de olsa dünyanın her yerinde var olan cinsiyet normları, ataerkillikten ve ataerkil sistemden bağımsız olarak düşünülemez. Ataerkinin cinsiyetlere biçtiği roller, hem erkekler hem de kadınlar için çok farklı baskılar yaratabilir. Liderlik rolünün “erkek” kavramıyla örtüşmesi ve ataerkilliğin temelinde bu düşüncenin barınması, cinsiyet üzerinden bir tanımlama yaparken, kadının rolünün her zaman daha “arka planda” ve “destekleyici” olmasına sebep oluyor. Erkeklerin her zaman daha “sert” ve “ağır” gözükmesi, kadınların da her zaman daha “duygusal” ve “anaç” olarak atfedilmesi, bireyleri farklı kalıplara sokmak dışında aslında hiçbir amaca hizmet etmiyor. Bu kalıpları ortadan kaldırmaktan bahsedersek, devreye girmesi gereken en önemli kavramlardan biri feminizmdir. 

Kadınların aile ya da grup gibi herhangi bir topluluk yönetebilecek yetiye sahip görülmemeleri, toplumsal cinsiyet normlarını pekiştirir. Bu noktada oluşabilecek haksızlıklara bireysel olarak ses çıkarmak, var olan normların zaman içinde değişmeye başlamasını sağlayabilmemiz açısından önemlidir. 


Feminizm: Ataerkinin Bir Panzehiri Olabilir Mi?

Feminizm, sadece kadınlara yönelik bir ideoloji olarak düşünülse de bu düşünce tam olarak doğru değildir. Feminizm, genel olarak kişilere cinsiyetleri üzerinden yapılan bütün baskılara ve sınıflandırmalara karşı çıkar. 

Günümüzde feminizm kavramı “erkek düşmanlığı”, “kadınların üstünlük istemeleri” gibi farklı anlam ve düşünceler üzerinden yanlış yargılansa da aslında feminizm; kadın ve erkeklere aynı hakların verilmesi gerektiğini, aynı şartlarda ve eşit şekillerde varlıklarını sürdürmelerini amaçlar. Bu yüzden feminizm sadece kadınları değil erkekleri de özgürleştiren bir ideolojidir.

 
 
 


Next
Next

Sınır Belirlemek ve “Hayır” Diyebilmek